Yaban bir ağrı var göğüs kafesimin içinde,sol yanımda göğüs kafesime sığmayan.Adı aşk.Son bir kaç aydır tanıyoruz birbirimizi.Dünü yok.Aslında ileriye işleyişi de durdu zamanın,yarını yok.İçeri yüreğimden içeri ve derinlere bir işleyiş.Sevgiliyi (SENİ) kaybetmekten öte bir korku yok içimde.
Hiç bilmediğim duygularla tanışıp buluşuyorum.Bunun adı aşk.Daha derinden anlamak bilgeleşmek aşk."Hem dışında olmak dünyanın hem tam ortasında".

Aşk; bazen bir şarap fıçısının içinde yüzmek istemektir de,seni kısa bir süre için dahi olsa unutmak korkusunu kaybetmekle eş değer tutup yalnızlığın nöbetlerini tutarken sızlanmamaktır.

Olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp gecenin bir yerinde deniz kenarına koşup balıklarla dertleşmektir.Balıklar sırdaştırlarda.Çünkü siz gitmek üzere arkanızı döndüğünüzde unuturlar herşeyi.Paylaştığınız umutları/umutsuzlukları arzuları idealleri.

Aşk; bir gün önce umursamayan meydan okuyan gözlerle bakarken herkese bir gün sonra köşe bucak kaçmaktır.Bu yüzden tasavvufa sarılmayı sığınmayı düşünmektir belki de.Bunun "yeni yalnızlıklar,yeni korkular demek" olduğunu söyleyenler olsa bile.

Aşk; Yokluğunun uzakta oluşunun getirdiği çaresizlikle kıvranırken garip bir şekilde içinde bir sevinçle ve büyük bir karalılıkla böyle birşey olmaz diyen seni beni yok sayan dışımızdaki hayata meydan okumak böyle bir dünyayı yok saymaktır.

Birkaç yıl öncesine dönmek istermisin sorusuna hemen,kesin bir dille kendinden emin bir sesle kocaman bir hayır demektir.Seni bugüne bırakıp düne sensiz gidemeyecek kadar çok sevmektir. Bugünü seninle paylaşma isteği yarını seninla yaşama arzusudur.

Aşk; seni hergün bir önceki günden çok sevememe kaygısıdır.Seni seviyorum diyebildiğim için şükretmek böyle bir sevgiliye teşekkür etmektir.

Varlığınla anlam kazanıyor varlığım...